Toplumda en sık karşılaşılan şikayetlerin başında gelen baş ağrılarından önemli bir kısmı (migren, gerilim tipi baş ağrısı gibi) primer baş aağrılarıdır. Geriye kalan düşük bir oranı oluşturan baş ağrıları sekonder yani bir hastalığa bağlı baş ağrıları olup beyni veya diğer organları ilgilendiren bir hastalığın başlangıcı veya seyri sırasında ortaya çıkan baş ağrılarıdır.

Sekonder baş ağrılarının

tüm baş ağrıları içinde düşük oranda görülmelerine karşılık hastanın yaşamını

tehdit eden hastalıkların tanınmasında önemli bir ipucu oluşturmakta olup

değerlendirme hatalarının hasta ve hekim açısından ciddi sorunlara neden

olabileceğini unutmamak gerekir. Bu nedenle özellikle baş ağrılarının değerlendirilmesinde

gerek hasta gerekse mevcut baş ağrısı ile ilgili iyi bir hikaye

almanın tanıda en büyük yardımcı olacağını ve ortaya çıkabilecek hataları önlemedeki

önemini bir kez daha vurgulamak uygun olacaktır.

Tanımlanan baş ağrısının aylarla sınırlı (6 ay) bir süre öncesinde başlamış

olması önemli bir uyarıcı özelliktir. Baş ağrısının ortaya çıktığı veya hastanın

baş ağrısı ile tanışma süresi ne kadar kısa ise, özellikle de hasta ilk kez böyle

bir baş ağrısı ile karşılaştığını ifade ediyorsa, yani baş ağrısının ilk kez ve akut

olarak ortaya çıkması söz konusu ise hasta sekonder baş ağrısı açısından daha

dikkatle değerlendirilmelidir. Burada hastanın mevcut baş ağrısının tipik

primer baş ağrısı özelliklerini gösteriyor olması bizim ayırıcı tanıda veya değerlendirmemizde

sekonder baş ağrılarını gözardı etmemize neden olmamalıdır.

Hastanın mevcut baş ağrısını yaşamındaki en şiddetli baş ağrısı olarak tanımlaması

ve bu ağrının akut olarak ortaya çıkması subaraknoid kanama için

oldukça önemli bir bilgidir. Subaraknoid kanamalarda ortaya çıkan ağrının

olabilecek en şiddetli baş ağrısı olduğu bilinmektedir.

Migren, küme baş ağrısı, SUNCT sendromu (kısasüreli tektaraflı otonom

belirtili nevraljiye benzer ağrı), trigeminal nevralji, menenjit ağrının şiddetli

olduğu tablolardır. Gerilim baş ağrıları, kafa içi basınç artması gibi tablolarda

ise baş ağrısının şiddeti daha azdır. Hastanın bir süredir kullandığı ve yanıt aldığı ilaçların etkisiz kalması ve bu durumun yakın zaman içinde dikkati çekmesi bizi alerme etmesi gereken bir durumdur.

Birde hastanın baş ağrısı nedeniyle kötü ilaç kullanım alışkanlığının

olup olmadığının sorgulanması gereklidır. Özellikle analjezik, kafein ve ergo bileşiklerini

ihtiva eden ilaç kullanma alışkanlığının kronik günlük baş ağrısı bakımından

önemli olduğunu unutmamak gerekir.

Bir diğeri ise alkol kullanımına bağlı erken veya geç ortaya çıkan baş ağrıları

nedeniyle alkol kullanımının sorgulanmasıdır.

Hastanın başka nedenlerle kullandığı ilaçların araştırılması gerekir. Bu

ilaçlar içinde vazodilatasyon yaparak vasküler tip baş ağrılarına neden olan

ilaçların (nitrit-nitrat türevleri, kalsiyum kanal blokerleri gibi) ve ayrıca hormonlu

ilaçların -doğum kontrol hapları gibi- kullanılıp kullanılmadığı öncelikle

araştırılmalıdır.

Mutlaka sorgulanması gereken bir durum, bir travma hikayesini olup olmadığının araştırılmasıdır.

Ayrıca hastada hipertansiyon olup olmadığı, varsa seyri ve özellikleri, kronik

obstrüktif akciğer hastalığı, horlama-uyku apne sendromu, kalp yetmezliği,

koroner arter hastalığı, böbrek hastalığı, geçirilmiş merkez sinir sistemi enfeksiyonları,

genel olarak damar hastalığı açısından zengin risk faktörlerinin

varlığı, kan değerlerinde dengesizlik (anemi-polisitemi, kan elektrolit dengesizliği,

sedimantasyon yüksekliği gibi) araştırılmalıdır.

Kadın hastalarda hamilelik ve doğum sonrası dönemlerin (eklampsi-venöz

sinüs tombozları gibi) sekonder baş ağrıları açısından önemli olduğu unutulmamalıdır.

Ayrıca kadın hastanın adet özellikleri sorgulanmalı,

yakın zamanda ortaya çıkan düzensizlikler ve buna eşlik eden özellikler sorgulanmalıdır

(hipofiz tümörü?).

Beyin damar hastalıkları öncesinde özellikle iskemik tipte olanlarda oldukça

yüksek oranda haberci baş ağrıları ortaya çıkmaktadır. ışte belli yaş

grubunda damar hastalığı açısından zengin risk faktörleri olan kişilerde ortaya

çıkan baş ağrılarının gelecek bir beyin damar hastalığının habercisi olabileceğini

düşünüp bu açıdan takipte pratik yarar olduğunu vurgulamak uygun

olacaktır.

Mevcut baş ağrısı ile birlikte migren gibi primer baş ağrılarının da bir özelliğini

oluşturan bulantı ve kusmanın görülmesi

(subaraknoid kanama, menenjitler gibi) veya kafa içi basınç artışı sendromunun

varlığını düşündürmelidir.

Ateş yüksekliği, şuurda etkilenme, nörolojik muayenede taraf seçen bulguların

olması, ense sertliği, davranış değişiklikleri, konfüzyon hali gibi özelliklerin

varlığı sekonder baş ağrılarında sık karşılaştığımız bulgulardır.

Yukarıda belirtilen durumlarda mevcut baş ağrısının sekonder baş ağrısı

olarak değerlendirilmesi kolaylıkla yapılmaktadır.

PSıKıYATRıK ÖZELLıKLER VE SOSYAL DURUM

Hastanın mesleği, çalışma şartları, işyeri, aile içi ilişkileri, bunlarla igili

problemler ortaya konmalıdır. Hasta da bedensel özürlülük hali olup olmadığı

ve yaşamına etkisi dikkate alınmalıdır.

Psikiyatrik açıdan anksiyete ve depresyon gibi baş ağrılı hastalarda sık

karşılaşılan tabloların araştırılması gerekmektedir.

Bu bölümün sonunda yukarıda belirtilen ve sekonder baş ağrıları açısından

önemi olan uyarıcı özellikleri şu şekilde özetlemek ve sıralamak mümkündür:

? Baş ağrısının aylarla sınırlı yakın bir zamanda başlaması veya kronik

baş ağrısında aylarla sınırlı bir sürede farklı özelliklerin ortaya çıkması

? Baş ağrısının 10 yaş öncesi veya 50 yaş üzeri yaş gruplarında başlaması

? Hastanın erkek olması, ağrı tipinin hastanın cinsiyeti ile uyumsuzluk

göstermesi

? Baş ağrısının seyrek görülen baş ağrılarından olması

? Baş ağrısının efor sırasında ortaya çıkması ve ayrıca vücut, baş boyun

postüründen ve ıkınma öksürme gibi durumlardan etkilenmesi

? Mevcut baş ağrısının hastanın yaşamındaki en şiddetli baş ağrısı olması

? Baş ağrısının en şiddetli olduğu noktaya dakikalar içinde ulaşmış olması

? Hastanın kullandığı ilaçlara yanıtta yakın zamanda değişiklik olması

? Tanımlanan baş ağrısının çok seyrek karşılaşılan baş ağrısı olması

? Baş ağrısı ile birlikte bulantı, kusma, ateş, ense sertliği ve nörolojik muayenede

patolojik bulguların varlığı

? Özgeçmişinde baş boyun travması, sistemik hastalık öyküsü, vasküler

hastalık risk faktörlerinin varlığı, kullanılan ilaçlar ve ilaç kullanma alışkanlığı.